İktidarın ‘yeni anayasa’ çağrısıyla ilgili konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “İçtüzüğün bize gösterdiği şekilde bize yer vermediler. Gelin anayasa yapalım diyorlar biz nasıl güveneceğiz? diye sordu. Davutoğlu, “12 Eylül Anayasası’nı kaldıracak yerine gerçekten kamil ve milli bir anayasa yapmak için her türlü çabayı sergileriz. Ama milletin başına bu belaları saran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya var mısınız?” dedi.
Saadet ve Gelecek Partilerinin, Saadet Partisi adı altında ortaklaşa kurdukları Meclis’in 6’ıncu grubu, yeni yasama yılındaki ilk toplantısını yaptı. İlk konuşmayı yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:
“6 temmuzda grubumuz kurulması sonrasında yaklaşık 3 ay TBMM’nin içtüzüğünün gerektirdiği değişikliklerin yapılması ve grubumuzun diğer gruplara eşit şekilde TBMM’de yer verilmesi konusunda taleplerimiz hep göz ardı edildi. Neden? Çünkü bu grubun Meclis’in açılış günü Cumhurbaşkanı konuşma yaparken Genel Kurul’da görülmesi istenmedi. Milletin gönlüne vicdanına girmiş bir topluluğu siz TBMM Genel Kurulu’ndan silebilir misiniz? Israrlı taleplerimize rağmen bu düzenleme yapılmadı. Eğer o gün bir terör saldırısı gerçekleşmemiş olsaydı grubumuz kendi hukukunu milletin hukuku gibi göstermek üzere gerekli direnişi, tavrı sergileyecekti. Neden çekiniyorlar çünkü biliyorlar ki bizim muhalefetimiz herhangi bir muhalefet gibi olmayacak. Çünkü biliyorlar ki onların hamasetle aldattığı kitlelere dönük olarak bizim arkadaşlarımız kardeşlerimiz konuştuğunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
- TIKLAYIN – Karamollaoğlu’ndan ‘yeni anayasa’ açıklaması: Erdoğan bu soruyu kendisine sormalı
“Menzilimiz neresidir, nereye gidiyoruz arkadaşlar”
Hangi partiye oy vermiş olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı unvanı taşıyan herkes azizdir, herkes onurludur, herkes saygıya layıktır. Türkiye’nin ikinci yüzyılına tam bir toplumsal barış ortamında girmek için omuz omuza verdiğimiz o günlerden saha aylara geçmeden karşılıklı suçlamalarla ve bazen gerçekten gönül kıran tanımlamalarla karşılaştık muhalefette de. Bütün çabalarımıza rağmen eminim bugün muhalefet sıralarında da bu çabaları takdir eden ve karşılaştığımızda ‘ne olur sayın başbakanım bu başlatılan durulmasına izin vermeyin’ diyenler var. Ama sadece o sürecin içinde olup da şimdi sadece parti içi mücadeleler dolayısıyla bize dönüp aldatma suçlamasında bulunanlar, gizli protokollerin varlığına rağmen bizi itham etmeye kalkıp bir yük olarak bir yara olarak görenler de var… Kendimi de içine koyarak bir milletin vicdanından, yüreğinden gelen sesle sordum nereye gidiyoruz arkadaşlar? Menzilimiz hedefimiz neresidir… Her zaman soruyorlar ‘Ne farkınız var bu eski arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan’. Sihirli ama esaslı bir tek kelime ile cevap veriyorum. Farkımız adalet, adalet, adalet…
“Bre gerizekalı, senin uyguladığın politikalar akıl politikaları değildi”
Ekonomi yönetimi değişti 4 aydır takip ediyoruz. Ne dediyse tam tersi noktaya geldiler. Hatta öylesine ki gelen bir bakanın selef bir bakanın halef bir bakana söyleyebileceği en ağır sözü Mehmet Şimşek, Sayın Nurettin Nebati’ye döndü dedi ki, ‘Bundan sonra rasyonel politikalara geri döneceğiz’ demek istedi ki ‘bre adam, bre gerizekalı senin uyguladığın politikalar akıl politikaları değildi. Bre taklitçi senin uyguladığın şeyler akılcı değildi. Ben şimdi akılcı politikaları takip edeceğim.’ Temeli şu arkadaşlar akılcı dedikleri politikanın. İşte dün Merkez Bankası Başkanı Plan Bütçe Komisyonu’nda brifing verdi. Hep finansal denklemler… Nedir akılcı politikalar dedikleri, bir kayyum yönetimidir. Kaynaklarını damat bakan ve eski ekibin tükettiği kamu kaynaklarını artık geri ödenemeyen borçların geri ödemesini sağlamak üzere halkın tepesine binmek, cüzdanına ortak olmak rızkını, aşını çalmak üzere kurulan bir düzen. O günden bugüne siz kamuda herhangi bir tasarruf tedbiri gördünüz mü? Cumhurbaşkanımız halk bu felaketler içerisindeyken ‘ben nasıl uçaklara binerim’ deyip uçağı azalttı mı? Yolsuzluklara karşı bir tedbir alındı mı? Hayır. Rant vergisi alındı mı? Hayır. ÖTV KDV mazot 40 liraya çıkarıldı. Halkın elindeki son kaynaklar da tüketiliyor. Sebep o dış borçlar da tüketilecek
“Dış mihraklar kim? Bir ara Biden’di”
Enflasyon. Rusya- Ukrayna Savaşı başladığından bu yana Türkiye enflasyonda yüzde 21 artış yaşadı. Ukrayna’daki enflasyon artışı düştü eksi 14. Rusya’da enflasyon yüzde 40 düştü. Savaş yaşayan ülkelerde enflasyon düşüyor. Siz savaşı gerekçe gösteriyorsunuz Türkiye’deki enflasyonu izah etmek için. Faiz… Türkiye’de faiz 14’ten 30’a çıktı o günden bugüne yüzde 114 artış. Ama faizde Türkiye dördüncü Ukrayna 11. Rusya 26. Kur… Türkiye lirası o günden bugüne yüzde 101 değer kaybetti. Ukrayna parası yüzde 29 değer kaybetti. Rus rublesi yüzde 28 değer kaybetti. Çünkü Rusya Merkez Bankası başkanı Türkiye modeli diye bir safsata ortaya artmadı. Tablo Rusya- Ukrayna savaşıyla da ilgili değil, pandemi ile de ilgili değil. Dış mihraklarla mı ilgili. Dış mihraklar kim? Bir ara Biden’di. Biden’le en son görüşme yapan kim? Sayın Erdoğan… Bir iç mihrak var. O da cehalet. O da ahlaksızlık, o da yolsuzluk o da israf. O da kul hakkını unutmak.
“Eğer korkunuz iş Sinan Ateş cinayetine kadar gelmek ise oraya da gelecek hiç merak etmeyin”
Dün Sayın Bahçeli diyor ki, ‘Eski İçişleri Bakanı yeni İçişleri Bakanı arasına kimse fitne sokmasın’. Yahu Allah aşkına fitne sokmasın diyeceksen git Sayın Soylu’ya söyle. Soylu’nun beslediği, büyüttüğü devlete musallat ettiği ebabil diye kutsal bir kavramı da kullanan pelikan çetesine sorsun kim fitne sokuyorsa… Sayın Bahçeli aynaya bakın, eğer korkunuz iş Sinan Ateş cinayetine kadar gelmek ise oraya da gelecek hiç merak etmeyin… Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik ve emniyet birimlerine seslenerek, bu işin kökü nereye kadar gidecekse, götürünüz. Birileri kara para aklayıcıları ile çete reisleriyle resim çektiren birilerini koruyorsa bilin ki biz organize suç örgütleri karşısında kim mücadele ederse onun yanındayız onu destekleyeceğiz. Onu yalnız bırakmayacağız.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya var mısınız?”
İçtüzüğün bize gösterdiği şekilde bize yer vermediler. Gelin anayasa yapalım diyorlar biz nasıl güveneceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı niyetinizi çok iyi anlıyoruz. Yerel seçimlere kadar anayasa tartışması görüntüsü altında milletin, açlığını, susuzluğunu cefasını hissettirmeden sabah ve akşam televizyonu açacaksınız Anayasa Komisyonu toplandı. Gece para yorumcuları… Anayasa’nın bilmem ne maddesinde ne oldu? Bu arada artan zamlar, açlık gündeme gelmeyecek niyetiniz bu. Samimiyseniz size önerimiz şunu net söyleyebiliriz. 12 Eylül Anayasası’nı kaldıracak yerine gerçekten kamil ve milli bir anayasa yapmak için her türlü çabayı sergileriz. Ama milletin başına bu belaları saran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya var mısınız? Demokrasiyi ayaklar altına alan kurduğunuz sistemi tartışmaya var mısınız? Yoksunuz.”